6 Ağustos 2017 Pazar

SAKARYA, HENDEK(AHZAB), DÜZCE HATTI; -2- "VE VATAN TOPRAĞIM, TÜRK'E MEZAR OLMADAN DÜŞMANA GÜLİZAR OLMAZ."

Tarih: 16 Temmuz 2016
Saat: 08:00
Yer: Beylerbeyi sahili Üsküdar

O gece köprüdeydim,.Nice yaralı ve şehit beden taşıdık. Direndik. Polisimiz sabaha karşı, hainlerin canına okudu. Yaka paça tutuklandılar. Sabah son şehitlerimizi köprünün halat yataklarından aldık taşıdık. Güneş doğdu, üstümde tatlı bir yorgunluk. Kin gurur ve nefreti aynı anda yaşadım. Yaya olarak köprüden Beylerbeyi'ne indim. Sahile oturdum çaresizce. Bir kaç saat öncesinde, kardeşim kadar sevdiğim birinin acı haberini almıştım. Köprüde şehit düşmüştü, o gece hiç karşılaşmamıştık. Telefonumun son yüzde 10'luk şarjıyla, bu şiiri açtım. Köprüye bakarak ağlıyordum. Denize karşı bağırıyordum. Banka oturup şiiri ikinci kez açtığımda, köprüye bakarak hem ağlıyor hem gülüyordum. O an anladım ki boş hayatım o gece bir anlam kazanmıştı. Allah bana bir "MİLLİ MÜCADELE" nasip etmişti. Ve o an anladım ki, insanımız menzilsiz bir ok gibi. Göğüsüne saplanacak küffar arıyor. Bu millet o gece, emperyalist OROSPU ÇOCUKLARININ göğsüne saplanmıştır. Allah'ıma şükürler olsun, kanımla terimle o geceye hizmet edebildim. Sayılı günümüzün olduğu bu dünyada, ite çakala eyvallah etmek alçaklıktır. 

"SAKARYA, HENDEK(AHZAB), DÜZCE HATTI"; -1-

"Kavga iki cephede cereyan ediyor. Öncelikle küfrün şartlandırmalarına boyun eğişten neş’et eden cehaletle savaşıyoruz. Onun yanı sıra, çetinlikte ondan geri kalmayan bir savaş içine dahi dalıyoruz: Topraklarımıza yani canımıza, cananımıza, bütün varımıza göz dikenlerin beynelmilel uzlaşı yedeğindeki azınlık hâkimiyetiyle savaş. Müslim, mü’min, muhsin olamadığımız takdirde bu girdiğimiz harbin mağlûp ilân edilmemizle biteceğini de biliyoruz. Allah (c.c.)’tan nasibimize İslâm, İmân, İhsân düşmesini dilemekteyiz. İslâmdan, İmândan, İhsândan nasibimiz var ise, daha artırmasını yalnızca Allah (c.c.)’tan dileriz. Allah (c.c.)’tan gayr-i müslim cephenin Müslümanmış gibi algılanan cenahından bizi alenen ayırmasını dileriz."
(İsmet Özel -Hafizehullah-)