8 Ağustos 2025 Cuma
"DİNCİ DİNSİZLİK - 2 -"
‘Dinci dinsizlik’ kavramına, benim bildiğim kadarıylaer veren tek kitap Kur’an’dır. Ve yine bana göre, böyle bir kavramın kullanılması, insanlık tarihinin, özellikle dinler tarihinin en büyük devrimidir. Dahası var: Kur’an, dinci dinsizliği tanıtırken, o kendine özgü gerçekçilik, samimiyet, tutarlılık ve insana saygıya bağlı kalarak kendisinin mensup olduğunu iddia eden yalancı kahpeleri örnek veriyor. Hiçbir korumacılık,tarafçılık, ikiyüzlülük yapmadan. Dinci dinsizlik kavramının kullanıldığı sure Maun Suresi’dir. Kur’an burada, muntazam namaz kılan yani görüntü ve resmiyet itibariyle ‘mükemmel’ sayılabilen bazı insanların bazı kötülükleri yüzünden dinsiz-imansız inkarcılar olduğunu, bu örtülü dinsizlerin namazlarıyla bile lanetlendiklerini bildirmektedir. Maun Suresi’nin insanlık dünyasına tanıttığı dinci dinsizliğin temel göstergeleri de sarsıcı birer ibret dersi taşımaktadır ve şunlardır: 1.) Yetimi yoksulu itip kakmak, yoksulların toplumsal servetten pay almalarını özendirmemek yani paylaşımı engelleyerek kitlelerin sefaletine sebep olmak. Bugünkü dile çevirirsek, sosyal devleti yok etmek veya işlemez hale getirmek. 2.) Bütün bu kötülükleri yaparken bir yandan da muntazam namaz kılmak, 3.) Riyakârlık yani ikiyüzlülük yapmak, 4.) Kamu hak ve imkânlarının gitmeleri gereken yere ulaşmalarına bir biçimde engel olmak. Bu engel olma o imkânları çalıp çırpmak şeklinde olabileceği gibi, çalıp çırpanlara seyirci kalmak şeklinde de olabilir. Maun Suresi bu iki şeklin her ikisini de lanetliyor. Kur’an, ‘dinci dinsiz’ tiplere, Müslüman muamelesi değil, ' Anadolu dinci dinsizliğinin saltanatı. Bir tarih terimi olarak engizisyon, din adına saltanat kurmuş binlerinin güdümündeki mahkemeleri ve bunları kotaran çıkarcı Allahsızların zulümlerini ifade etmek için kullanılır. Bu dincilik zulmünün Batı’daki ana vatanı İspanya, kofanaları ise dinci dinsiz kilise babalarıdır. Engizisyonun kelime anlamı ‘soruşturma’ demektir. O halde din adına soruşturmanın bulunduğu her yerde engizisyon var demektir. Soruşturmanın, engizisyon mahkemelerinde yapılmaması işin esasını değiştirmez. Engizisyon ortaçağda, Katoliklerde kilisenin dayattığı inançlara karşı gelenleri cezalandırmak için kurulan Katolik kilisesi mahkemelerinin adıdır. Meseleye dinci dinsizliğin insanlığa, özellikle gerçek dindarlara yaptığı zulümlerden bakarsak, engizisyonun tarihi Batı’dakinden çok önceye gider. Anavatanı da Emevî halifelerinin egemen oldukları Müslüman coğrafyalardır. Başka bir deyişle, meleye kavramsal ve işlevsel zeminde bakarsak, engizisyonun öncüleri Emevîlerdir. Bu demektir ki, esas engizisyon, Batı’dakinden yaklaşık 7 asır önce Arap-Emevî zorbalarınca Müslüman dindarlara uygulanmıştır. Bu Emevî engizisyonundan en büyük kahrı çekense İslam düşüncesinin aşılmamış hukuk dehası ve Müslüman tarihte akılcılığın öncüsü olan İmamı Azam Ebu Hanîfe’dir. Şöyle veya böyle, tüm engizisyonlarda, din ekipleriyle siyaset ve yönetim ekiplerinin el ele vermesi kaçınılmazdır. Birinden biri yan çizerse engizisyon uygulanamaz. Zulmün en kanlı kurumu olan engizisyonun her kanadında soruşturma daima kutsala vekâleten yapılır. Zulüm omurgası da işte bu ‘kutsala vekâlet’ kavramıdır. Hıristiyan engizisyonu bunu Tanrı’ya vekâlet, Emevî engizisyonu ise Peygamber’e vekâlet (halifelik) olarak yürüttü? ‘Peygamber’e vekâlet’ kurumu kabul edilen hilafet, engizisyonun Emevî sistemindeki dayanağıdır. ("KUR'AN'IN YARATTIĞI DEVRİMLER")
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder