"Allah bana müteessir olmayı nasip etti ki, dünyadaki zindan karanlığını fehmedeyim. Ömrümün hâsılasının hepsi bu. Kendime farz-ı kifaye mevkii uygun görmem kul olarak tedbirden geri durmayışımın bir sonucuydu. Allah'ın takdiri vatan- millet için en küçük şeyin bile yapılabilmesine fırsat vermiyorsa kendime vatan hainleri ve millet düşmanları arasında bir yer beğenecek değilim.
Namaz kılmak bir şeydir. Asıl şey kıldığın namazdan gafil olmamaktır. Gafletten kurtulmak için mensubiyet mahallini tanıyacaksın. Rusların kadeh kaldırırken "yaşamağa ve ölüme" dediğini işitmişliğim var. Kadeh kaldıran Türklerin "şerefe" dediklerini de bilirim. Bilmediğim şartlarının icap ettirdiği her şeyi kanun bilenlerin ne sebeple hangi şekilden hangi şekle tebdil olunduğudur. Ben şartları kanun belleyenlerden değilim. O yüzden bana Türklerin kadeh kaldırmasının neme ne iş olduğu sualini tevcih etmeğe tevessül etmeyin. Tövbe bahsi bir bahs-i diğerdir. Benim burada anlatmaya niyetlendiğim kadeh kaldırırken Rusların da, Türklerin de aynı şeyi söyledikleri olsun. Türk milleti ne yaptı da millet şeklî kazandı? Türkleri Türk yapan hem yaşamanın, hem de ölmenin tek bir şeye, "şerefe " değdiğini öğrenmiş olmaktır. Türkler için şereften uzak duran şey ne hayata dairdir, ne de ölüme.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder