12 Şubat 2025 Çarşamba

"اِنَّ شَرَّ الدَّوَٓابِّ عِنْدَ اللّٰهِ الصُّمُّ الْبُكْمُ الَّذ۪ينَ لَا يَعْقِلُونَ" (-Allah katında, yeryüzündeki canlıların en "ŞERLİSİ", aklını kullanmayan sağırlar ve dilsizlerdir)

"Kur’an Penceresinden Özgürlük ve İsyan" (Prof. Dr. Yaşar Nuri ÖZTÜRK) İslam dünyasının Kur'an’a kötülüğü, Cahiliye şirkinin kötülüğünden çok daha büyüktür. İslam dünyasındaki siyaset ve saltanat kodamanları çok iyi biliyorlar ki, Kur'an mesajı, esasında olduğu gibi hayata geçirilirse sürdürdükleri saltanat yerle bir olur. Bunun içindir ki bu saltanat kurtları çeşitli oyunlarla tezgâhlar kurup Kur'an’ın mesajını işlemez hale getiriyor, o mesajları birtakım şeytanî oyunlarla hayatın dışına itiyorlar. İşte bu, Mekke müşriklerinin yaptıklarından çok daha vahim, çok daha yıkıcı, çok daha namert bir tavırdır. Mekke müşrikleri Kur'an'a ve Muhammed'e açıkça düşman olduklarını söyleyerek Kur’an'ı dışlıyorlardı; bugünkü İslam dünyası ise Kur'an'a ve Muhammed’e iman ettiğini söyleyerek Kufarîı dışlıyor. Evet, İslam dünyası, Kur’an'ı tutuyor, hem de başlar üstünde tutuyor ama sadece kâğıtları ve kılıflarıyla tutuyor, hükümleriyle değil. İslam dünyasının Kur’an’la münasebetinin şu cümle ile özetlenebileceği kanısındayız: "Kâğıtları ve kılıfları baş üstüne, hükümleri ayak altına!” Kur'an, sözde İslam dünyasının neler yaptığını, müstahak olduğu perişanlığın gerekçelerini göstermektedir. Kur'an, mücrim duruma gelmiş İslam dünyasına elbette ki Müslim muamelesi yapmayacaktır.
-DİNCİ - DİNSİZLİK;- Hiçbir korumacılık,tarafçılık, ikiyüzlülük yapmadan. Dinci dinsizlik kavramının kullanıldığı sure Maun Suresi’dir. Kur’an burada, muntazam namaz kılan yani görüntü ve resmiyet itibariyle ‘mükemmel’ sayılan bazı insanların bazı kötülükleri yüzünden dinsiz-imansız inkarcılar olduğunu, bu örtülü dinsizlerin namazlarıyla bile lanetlendiklerini bildirmektedir. Maun Suresi’nin insanlık dünyasına tanıttığı dinci dinsizliğin temel göstergeleri de sarsıcı birer ibret dersi taşımaktadır ve şunlardır: 1. Yetimi yoksulu itip kakmak, yoksulların toplumsal servetten pay almalarını özendirmemek yani paylaşımı engelleyerek kitlelerin sefaletine sebep olmak. Bugünkü dile çevirirsek, sosyal devleti yok etmek veya işlemez hale getirmek. 2. Bütün bu kötülükleri yaparken bir yandan da muntazam namaz kılmak, 3. Riyakârlık yani ikiyüzlülük yapmak, 4. Kamu hak ve imkânlarının gitmeleri gereken yere ulaşmalarına bir biçimde engel olmak. Bu engel olma o imkânları çalıp çırpmak şeklinde olabileceği gibi, çalıp çırpanlara seyirci kalmak şeklinde de olabilir. Maun Suresi bu iki şeklin her ikisini de lanetliyor. Kur’an, ‘dinci dinsiz’ tiplere, Müslüman muamelesi değil, müşrik muamelesi yapıyor. Çünkü dinci dinsiz tip, mümin sıfatını kaybetmekle kalmamış, şirkin en namert şekli olan riya şirkine batmıştır. Böyle birisi, kâfir olma şansına da sahip değildir. Çünkü o, inanç kimliklerinin en kötüsünü taşıyan müraî (riyakârlığı din diye pazarlayan) tiptir. Günümüz Türkiyesinin su başları bu tiplerle doludur. Ve Türkiye’nin en büyük felaketi de budur. Dinci dinsizliğin üç saltanat dönemi Dinci dinsizliğin dinler tarihi boyunca üç büyük saltanat dönemine tanık olmaktayız: 1. Emevî dinci dinsizliğinin saltanatı, 2. Engizisyon dinci dinsizliğinin saltanatı, 3. Anadolu dinci dinsizliğinin saltanatı. Bir tarih terimi olarak engizisyon, din adına saltanat kurmuş binlerinin güdümündeki mahkemeleri ve bunları kotaran çıkarcı Allahsızların zulümlerini ifade etmek için kullanılır.

Hiç yorum yok: