"Bugün Medine diyerek andığımız şehrin önceki adının Yesrib olduğu başlangıç bilgilerindendir. Şehirde İslâm şeriatı yürürlüğe girince oraya “Medine-i Münevvere” yani “Aydınlanmış Şehir” denilmeğe başlandı. Müslüman olmak, Müslümanlarca aydınlığa kavuşmak, cehaleti terk etmek anlamına geliyordu. Neydi Müslümanların ulaştığı bilgi? Ansiklopedilerde karşımıza çıkan türden bir şey mi idi? Asla değildi. Müslümanların kalbi din günü bilgisiyle nurlanıyordu.
Müslümanlık yüzünden iktisap ettiğimiz şey yaşadığımız her anın ve her hadisenin hesabını vereceğimiz bilgisiydi. Namaz kılıyorduk çünkü rabbimizin huzuruna ancak küfrü reddederek ve küfre hak ettiği cezayı vererek çıkabilirdik. Oruç tutuyorduk çünkü bütün beşeriyete insan varoluşunun maddi imkânların bir lütfu olarak gerçekleşmediğini ilân etmemiz gerekiyordu. Namaz kılmamız cihat etmeği reddedenin dinden çıkacağının işaretiydi. Namaz kılmak için abdestli olmamız şarttı. Yani önce ruhen dünya hayatı ile bağımızı koparıyorduk. Oruca başlamadan sahur yemeği yiyorduk. Bununla gayemizin Allah’ın tesis ettiği düzene isyan olmadığını vurgulamak zorundaydık.
İnsan bedeninin diğer bütün bedenlerden farklı olduğu bilincine Kur’an okuyarak ve giderek onu hıfz ederek kavuşabileceğimiz Müslümanlıkla başlar. İslâm bizi algıların türettiği karanlıktan kurtarmadıysa henüz bize ulaşamamıştır. Ulaştıysa ilk yapacağımız iş kâfirlerin faaliyet alanını daraltmak olacaktır. Kâfirlerle aynı yolu paylaştığımızda yolun hâkimiyetine sadece Müslümanın lâyık olduğu bilincine alan açacağız. Bununla cehaletten kurtulmanın alışılmış olanın ötesinde yeni bir düşünce sahası açtığı gösterilmiş olur. Modernlik dünya hayatına beşeriyetin mahkûm olduğu iddiasına güç kazandırdı. Türk istiklâli böyle bir mahkûmiyetin insan şerefini tanınamaz bir şekle soktuğunu ve bir askeri güç olarak ve bir siyasi örgüt olarak İslâm’ın yeri doldurulamaz bir mevkie sahip olduğunu göstermesi gerekiyordu. Yüz iki senedir bu gerek yerine getirilemedi. Dahası? Dahası yok."
İsmet Özel, 26 Cemaziyelahir 1444 (18 Ocak 2023)
Yazının temamı;
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder