20 Kasım 2007 Salı

DÜNYA BİR İNKILAP BEKLİYOR -1-

İnsan Allah’ın halifesidir ve kendi yaratık olma sınırını aşmanın muhali içinde Allah’a doğru ebedi bir seyr ile yaklaşmanın memuriyeti altındadır. Bu, sırların sırrına ait mihrak noktasıdır ve o noktaya akılla fazla dikkat edecek olursak gözlerimiz yanabilir. “ BEN İNSANI EŞYA VE HADİSELERE HAKİM OLMASI, ONLARI TESHİR (CEZBETMESİ) ETMESİ İÇİN KENDİME HALİFE OLARAK YARATTIM.” Diyor Allah… İşte insan bu hükmü anladığı zaman, derinliğine fert ve genişliğine cemiyet, bütün meselelerini halledebilir. İnkılap, aslında, bir halden üstününe intikal etme davranışıdır; Yoksa körü körüne şekil değiştirme veya şekil bozma hadisesi değil. Yediğimiz nesneleri vücudumuzdan başka şekillerde ifraz ise hiç değil… İnkılap, derin ve gerçek mü’min nazarında, şeriatın batınına ilişik bir farz, bir borç… Asıl inkılap, olanca hakikatiyle inkılap, zaten İslam’la gelmiştir. İşte emri: “- BİR GÜNÜ, BİR GÜNÜNE DENK GEÇEN HÜSRANDADIR…” Yani aldanmış ve kaybetmiştir. Kanın damarda akması gibi, hiçbir an durmak yok.. Öyleyse?.. Kesintisiz, sürekli aramak lazım… Bizim en büyük mücadele hedeflerimizden biri de budur: İslam’ı donmuş ruhlardan arındırmak, ayıklamak… İnkılap, bu… İnsanı yeniden imal eden bir inkılap! Kalıbına yerleştirici inkılap!.. Mutlak inkılap… Bir zamanlar, bu memlekette “İslam sosyalizmi” diye bir dava ortaya atan biri, davasını müdafaa için şu hücceti gösterdi bana: Hazret-i Osman devrinde Ebu Zer Hazretleri, Halife’nin önüne dikiliyor ve şunu söylüyor: “- Niçin zenginlerden alıp fakirlere dağıtmıyorsun?” Bunu anlattı ve dedi ki: - İşte sosyalizm bu değil mi? Dedim ki: - Yahu siz ne garip insanlarsınız!.. Tevhid kelimesinin ilk bölüm noktasında ki cümleyi kesiyorsunuz adeta… “Lailahe”de kesiyorsunuz! Birde “İllallah”ı var bunun… Ya Hazreti Osman ne cevap vermiş buna? Onu biliyordu hemen başı eğildi. Hazreti Osman’ın Ebu Zer Hazretlerine cevabı şu: Öyle bir cevap ki, biri (metodoloji) yani usul, öbürü esas bakımından bütün “İslam..” Evvela usul. Diyor ki: “- Ben Allah Rasulünden görmediğimi yapmam!..” Bu bir, ikincisi esas: “- İslam’da mülkiyet esastır. Yardım da.. Dileyen dilediğini verir; fakat ben zorlayamam...” Birde; İslam’ın iktisadi doktrini yoktur! İddiasına vereceğimiz cevap şudur ki, var mı, yok mu?. Anlaşılsın!.. “- Tıpkı bir elmadaki erimiş demir gibi… İslam da bütün iktisadi dava (ama onu çözebilmek, lifini bulabilmek lazım…) maden suyunda demir gibi; bünyede erimiş olarak mevcuttur. Ne mutlu onu görebilene!.. “BENİMKİ BENİM, SENİNKİ DE SENİN!..” Bu; “ŞERİAT”tır. İkincisi; “SENİNKİ SENİN, BENİMKİ DE SENİN!..” Bu; “TARİKAT..” Üçüncüsü; “NE SENİNKİ SENİN, NE BENİMKİ BENİM… HERŞEY ALLAH’IN..” Bu da; “HAKİKAT!..” (Necip Fazıl -DÜNYA BİR İNKILAP BEKLİYOR- Kitabın’dan)

Hiç yorum yok: