24 Ekim 2025 Cuma

"EN BÜYÜK SAVAŞ ALANI TÜRKİYE;"

İşte bunun içindir ki, İslam dünyasının günümüzdeki ‘en büyük savaş alanı’ öyle sanıldığı gibi Afganistan, Irak, Libya, Suriye (Filistin) falan değildir; Türkiye’dir. Geleceğe yönelik en büyük etkiler Türkiye’de verilen savaşın sonuçlarıyla belirlenecektir. Türkiye’de son yıllarda verilen Kuvvayı Milliyecilerle saltanat dinciliği, Cumhuriyet mirasıyla geleneksel Emevî-şirk mirası arasında Batı’nın destek ve kontrolünde sürüp giden büyük savaş, Arap Baharı denen lanetli güdümün yarattığı savaşlardan da Suriye (Filistin) ve lrak’taki savaştan da çok daha büyüktür, çok daha anlamlıdır. Özgür yaratıcı benlik haykırışlarının yaşadığımız günlerdeki en güçlülerinin yankılandığı coğrafya da Türkiye’dir. Hedef, Ortadoğu coğrafyasında, İsrail’den daha büyük devlet bırakmamaktır. BOP, işte budur. Sağa sola hiç çekmeden ve büyük bir üzüntü duyarak söyleyelim ki, Müslüman dünya, kendisine kurulan emperyalist tuzağa düşmüştür. Cumhuriyet sayesinde bir istisna gibi duran Türkiye de ayaklarını ve kanatlarını tuzağa kaptırmak üzeredir. 1950’lerden sonra oynanan, Yeşil Kuşak İslâmî, Afganistan'daki Taliban oyunu, şimdilerde yine bizim üzerimizden oynanan İlımlı-İslam oyunu büyük haçlı-siyonist senaryonun muhtelif perdeleridir. İslam bir ‘ilkellik ve dehşet sistemi’ olarak lanse edilebilmiştir. Kinini din, kan dökmeyi ibadet, "oyuna gelmeyi-aldanmayı-aldatmayı" zafer sanan akıl ve aydınlık düşmanı birtakım ciasalcı çeteler aracılığı ile... Son ve kesin zafer, Türkiye'nin düşürülmesiyle elde edilecektir. Ana hedeflerden birincisi Türkiye’dir. On hazırlıklar, Cumhuriyet düşmanı hurafe ve sömürü dinciliğine zaten yaptırılmış bulunuyor. Yaşadığımız günler, hazırlık döneminde ekilen fidanların meyvelerinin devşirilmekte olduğu günlerdir. Emperyalizm ve yamakları, olanca gayretleriyle bunu sağlamanın peşindeler ve tabi ki hüsrana uğrayacaklar!. Cennetin en imrendirici tasvirleri su merkezlidir. Nehirler, bazen saf-bal nehirleri olarak tasvir edilir. Cehennemin belirgin özelliklerinden biri de sudan mahrumiyettir. Cehennem bir anlamda, içilecek vasıfta suyun bulunmadığı yerdir. Şu tasvirdeki kahredici susuzluğa bakın: “Ateş halkı, cennet halkına seslenir: ‘Şu sudan yahut Allah'ın sizi rızıklandırdığından biraz da bize akıtın!* Şu cevabı verirler: ‘Allah, o ikisini de, gerçeği örten nankör-zalimlere haram kılmıştır.’* (Araf, 50} Su, Kur’an’a göre, hayatın, mutluluğun, o arada yeşilliğin, ziraatin de esasıdır: “O küfre sapanlar görmediler mi ki, gökler ve yer bitişik idi, biz onları ayırdık. Her canlı şeyi sudan imal ettik. Hâlâ iman etmeyecekler mi?” (Enbiya, 30)
17 ağustos 1999 depreminden sonra güya yardım mahiyeti adı altında -Arifiye /Hanlıköy- "Tank-Palet Fabrikalarına" yakın bir mıntıkada, geniş bir araziye kurdurulmuştur. ayrıca bir ilk-öğretim okulu da yaptırılmış ve ülkemizin müstemleke haline getirilmesine ivme kazandırılmıştır!.

Hiç yorum yok: