8 Eylül 2009 Salı

"DÖNEKLERİ KİM İDARE EDİYOR?" Necip Fazıl (Rahimehullah)

"Bizi ne bizden olduğunu sananlar, ne de bizden olmayanlar anlayabiliyor. Bizi anlayabilmek istidadı, ancak Allah ve Resulünün sırları yolunda kafasını berhava etmiş yüksek çile ehli Müslümanlardadır.Onların da bu devirde sayısını tespit edebilmek çok zor... Korkarız ki, "kaç kişisiniz?" diye sorulsa milyonları aşkınız diye cevap verildikten sonra, "öyleyse buyrun zehirle pişmiş aşı yemeye..!" der demez, tıpkı Hacı Bayram-ı Veli'nin müritleri gibi bir buçuk kişiye inmesinler...! İşte arkamızda bu bir buçuk kişi, sivriliğine cam kırıklarıyla döşeli yolda, topuklarımızdan saçlarımıza kadar kan içinde, ilerlemeye çalışıyoruz biz..! Yürünmez yolda, anlaşılmaz dille, aşılmaz manialara rağmen mesafe aldığımızı görenler, bununla da kalmıyorlar.! Dağların ve kırların köpek, sırtlan, karga, fare, domuz ne kadar mundar hayvanı varsa üzerimize musallat ediyorlar ! Ayrıca kanuni yol bekçileri, ellerinde ceza makbuzları, memnu(yasak) mıntıkalara girmiş olmanın suçunu habire kaydedip duruyorlar.Bu kadar ile de dolmuyor çile... Arkamızdaki bir buçuk kişinin çeyreği, bizden aldığı tefekkür dersini, davaya en zıt yollara saparak , bir nevi istiklal ilanına kadar gidiyor ve İslam cephesine adeta "tavaif-i mülük"(küçük tesirsiz taifeler) manzarası veriyor ve küfür ejderhası tarafından kolayca yutulmamıza çalışıyor, asıl bu manzara karşısında cam kırıkları topuğumuzdan ciğerimize kadar batıyor, köpekler havlıyor, mukayyitler(kaydediciler) yazıyor, “DÖNEKLER ÇARK EDİYOR”; ve şu ana kadar bahsettiğimiz en korkunç zümre, bugün belki bütün cihana hakim yahudiler ve yahudilik müesseseleri, bütün şubeleriyle perde arkasından bu vaziyete bakıyor. Cam kırıklarını onlar döşetiyor, köpekleri onlar besliyor, mukayyitlere(kaydedicilere) onlar talimat veriyor, ve “DÖNEKLERİ” vasıtalı vasıtasız onlar idare ediyor... Ve biz her şeye rağmen yüz binleri aşan kadromuzla yürüyoruz.Her şeye rağmen yürüyeceğiz ve güzel isimleri arasında "GALİP" isminin sahibi olan Allah adına ve aşkına yürümekten vazgeçmeyeceğiz. Rabbim, Rabbim bize ne güzel bir yol nasip ettin ! Sırlarının ve nimetlerinin hazinesi olan saraya, elbette ki bundan daha kolay şartlarla gidilemezdi. Madem ki zorluk bu kadar müthiş, o halde tam yolun üzerindeyiz, o halde yürüyeceğiz ve erişeceğiz.! Çünkü biz her türlü bedavacılık ve lüpçülükten uzak, Senden, nimetinle mütenasip, ebedi devleti istiyoruz: O halde her çileyi çekeceğiz ve sonunda -yalnız senin dilemen şartıyla- bu devleti kazanacağız.! Mademki ızdırab bu kadar büyük, mazhariyet ve devlet de o nispette azim olacaktır."(İnşaallah’ur Rahman)

Hiç yorum yok: